Header Ads

Biliyor muydun? Köşesi - Çay

  

Biliyor muydun? Köşemizin bugünkü misafiri kahvaltılarımızın şahı, dinlencelerimizin arkadaşı, sohbetimizin yoldaşı, hayatımızın vazgeçilmezi ÇAY.

Çay hakkında bildiğiniz, bilmediğiniz bilgilerle dokumana.blogspot.com Blogumuzdaki konumuzla sizleri başbaşa bırakıyorum.


Çaysız bir dünya nasıl olurdu acaba ? Çay keşfedilmeseydi; çaydanlık, çay fincanı, kaşığı, iş yerlerinde çay paydosu, şehirler arası otobüslerde çay molası olamazdı. Şükür ki çay M.Ö. 2737 yılında büyük Çin İmparatoru Shen Nung tarafından tesadüfen de olsa keşfedildi.

  Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken, çalılıklardan birkaç yaprak kaynanan suyun içine düştü. Nung yaprakları suyun içinden toplayamadan yapraklar suda kaynamaya, hoş bir koku etrafa yayılmaya başladı. İmparator merak edip suyun tadına bakınca, çay keşfedilmiş oldu.



  İmparatorun kendi keşfi hakkındaki düşüncesi çayın susuzluğu bastırdığı, harareti giderdiği ve uykuya olan isteği azalttığı şeklindeydi. Çay ismi de Çindeki 'ça'dan geliyor.Benzer şekilde çaya Ruslar 'chay', Araplar 'shaye', Japonlar 'cha' diyorlar.

 Çay bugün dünyada sudan sonra en çok içilen içecektir. Avrupa'ya gelişi 1610 yılını buldu, başlangıçta da ilaç muamelesi gördü. Hâlbuki o yıllarda çay, Orta Asya'da o kadar değerliydi ki çay balyaları ticarette para yerine geçebiliyordu.

 Çayın Avrupa'ya geldiği ilk yıllarda tüccarlar satışını ateş düşürücü, mide ağrısı giderici, romatizmayı önleyici bir ilaçmış gibi yaparlarken, doktorlar biraz daha ileri giderek çaydan yapılan iksirin tüm hastalıklara karşı direnç kazandırıldığını ve yaşlanmayı geciktirdiğini ileri sürüyorlardı.

 Zamanla bu sefer de çayın aleyhine görüşler yayılmaya başladı. Fransız fizikçiler çayı asrın en münasebetsiz yeniliği diye nitelendirirlerken, bir Alman doktor da 40 yaşından sonra çay içenlerin ölüme daha yakın olacaklarını iddia ediyordu.

 İngiltere'de ise çay içmek alışkanlık haline gelince, kadın dergileri ev kadınlarının çay yüzünden ev işlerine soğuk bakmaya başladıklarını, ekonomistler ise çalışmaya harcanacak zamanınçay içmekle tüketildiğini ileri sürdüler. Ancak bunların hiçbiri çayın dünyanın en favori içeceği olmasını önleyemedi. Miktar tam olarak bilinemiyor ama dünyada senede 2 milyon ton civarında çay tüketildiği tahmin ediliyor.

 Günümüzde çayın yaygınlaşmasına en çok etki eden faktör poşet çayıdır. Her ne kadar icadının tam farkına varmasa da poşet çayın mucidi Thomas Sullivan'dır. Kahve ve çay ticareti ile uğraşan Sullivan, müşterilerine sık sık çay örneklerini gösteriyordu. Başlangıçta bu iş için teneke kutuları kullanırken, sonradan elde dikilmiş ipek torbaların bu iş için daha pratik ve ucuz olacaklarını düşündü.

  Çok geçmeden siparişler başladı ama şaşırtıcı olan esas malı değil, torba içindeki örnek çayları sipariş etmeleriydi. Müşteriler torbaların çayın kaynamasını kolaylaştırdıklarını keşfetmişlerdi. Çayın torba(poşet) içinde satımı o kadar geliştirildi ki; Batı ülkelerinde tüketim oranı, toplam çay tüketiminin yarısına ulaştı.






Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.